CUNDA

biz altınoluk'tan minübüsle bir yere kadar gittik sonra küçük partner tipi dolmuşlarla Cunda'ya geçtik .

         10 dakikalık bir yolla, belki okadar bile sürmemiştir. aslında altınoluktan tekne tuırları vardı ama kaçırmışız bizde kara yolundan gitmeye karar verdik.  cunda'yı görünce  sokak sokak gezip, yine hayallere kapılıp ne kadar emlakçı ilanı varsa telefonlarını alıp kaydettim:  " belki birgün ev alırım ordan", diye :) kuantum yapıyorum fena mı?  ama sonra cunda'lıların ilginç dondurma satma yönteminden sonra karar değiştirdim. bildiğiniz rahatsız ediyorlar.


 Dayanamayıp dondurma aldığımız bir yerdeki çocuğa da sorduk: "neden tacizci gibi laf atma gereği duyuyorlar", diye. çocuk : " abla turistlerin hoşuna gidiyorda ondan" dedi :))  çok saçma bir durum. ben şahsen cunda da bir kaç gün kalmak isterdim.  yunan müziği yapan  tavernaları, daracık sokakları, inanılmaz güzel minik butik otelleri,  kocaman  kilisesi ve değirmeniyle çok şirin bir yer. Cunda'da sakız dondurması meşhur :) rengarenk dondurmalar, boyasız diyorlar ama imkansız :))